Zor zamanlarda en güçlü savunma aracı dayanışma; tarımda dayanışmanın adı KOOPERATİFÇİLİK

“Zor zamanlarda en güçlü savunma aracı dayanışma;

tarımda dayanışmanın adı KOOPERATİFÇİLİK”

 

06 Mayıs 2020

BD Sayı: 2020/06

KoViD-19 günlerinin dayattığı zor zamanlar, geçmişte yaptıklarımızı ya da yapmadıklarımızı yeniden değerlendirmemize, yaşama dair yeni bilgiler edinmemize ve unuttuğumuz bazı değerleri hatırlamamıza olanak sağladı.  Bunlardan belki de en önemlisi, böyle zamanlarda aynı sorunları yaşayan insanlarla birlikte hareket etmenin, dayanışmanın ve birlikte direnmenin yarattığı güç ve yaşama kattığı anlam. Birlikte direnme ve dayanışma arayışı aileden ve en yakınlardan başlıyor, çevremize ve sosyal ağlarımıza, oradan da tüm topluma ulaşıyor. Zor zamanlarda hayata tutunabilmek için tek tek bireylerin eylemlerini aşan, birlikte, aynı hedefe yönelmiş ve etkili bir çabanın gerektiğini görüyoruz.

Günümüzde dünyada ve Türkiye’de ulusların beslenmesinde en büyük pay aile çiftçiliğine aittir. Aile çiftçiliğinin, üretim ve istihdam yanında, kendilerine özgü sosyal ve kültürel değerleri, gelenekleri ve bilgelikleri ile doğa dostu tarıma yakınlıklarından doğan önemli çevresel katkıları vardır.

Ancak az sayıdaki ulusötesi dev firmanın Küresel Gıda Sistemi’nde tohumculuk-damızlık, kimyasal girdiler ve tedarik alanlarında artan hegemonyası karşısında rekabet olanaklarını yitiren ve giderek topraktan kopmaya başlayan aile çiftçilerinin, içinden geçtiğimiz Korona günlerinde ekonomik yaşama tutunabilmeleri daha da zorlaşmıştır.

Bu çerçevede, tarımsal üretim yapan aile işletmeleri için zorluklara karşı birlikte direnme, dayanışma ve adil paylaşım gibi insanlararası ilişki değerlerinin büyük önem taşıdığı ve kooperatifçiliğin kırsal alanda bu değerleri yaşama aktarmanın en evrensel ve seçkin aracı olduğu bir kez daha ve açıkça ortaya çıkmıştır.

Kooperatiflerde olanaklarını ve yetkinliklerini birleştirebilen çiftçiler; girdilere ve finansmana daha uygun koşullarda erişebilirler, ürünlerinin satışında daha güçlü konumda olurlar. Böylece hem üretim kapasiteleri artar hem de her biri üretimden hakça pay alır. Kooperatifler, kuralları kabul eden hiç kimseyi dışarıda bırakmayan açık kapı ve her ortağa eşit oy hakkı ilkeleri ve benzeri evrensel nitelikleriyle aynı zamanda birer demokrasi okulu işlevi taşırlar. 

Türkiye, güçlü bir aile çiftçiliği geleneğine ve tarımsal kooperatifçilik açısından değerli bir birikime sahip olan, başarılı örnekler yaşamış bir ülkedir. Halen sayıları sınırlı da olsa örnek gösterilebilecek kooperatiflerimiz vardır. Bununla birlikte son on yıllarda kooperatifçilik hareketi kamu tarafından istenilen ölçüde desteklenmemiştir. Bugün bu hatadan dönmenin ne kadar yaşamsal olduğu yaşadığımız deneyimle bir kez daha kanıtlanıyor. 

Tarım ve Gıda Etiği Derneği olarak, ülkemizin gıda güvencesini ve gıda bağımsızlığını korumak ve gıda tedarik zincirinde var olan kırılganlıkları iyileştirmek için aile çiftçiliğini desteklememizin ve tarım kooperatifçiliğini güçlendirmemizin gereğini vurgularız.

Yaşadığımız günleri aşan ve daha iyi bir geleceğe yönelen bir bakış açısıyla; KoViD-19 günleri sonrasında en önemli yapı taşını yine güçlü üretici kooperatiflerinin oluşturduğu, “insana, topluma ve doğaya saygılı, etik değerlere dayalı, adil bir tarım ve gıda sistemi” inşa etmemiz gerektiğine olan inancımızı kamuoyuyla paylaşırız.

 

TARIM ve GIDA ETİĞİ DERNEĞİ (TARGET)

                                                                                              YÖNETİM KURULU

 

#SağlıkİçinEvdeKal